20170620_163207

İlk defa iş yerinde boş vakit yaratıp yazıyorum. O yüzden kahvem var ama sigara için balkona çıkmam gerekiyor.

Hala blog sayfamı istediğim gibi düzenleyip ayarlayamadığım için yaz geç moduna geçemedim. Belki de o yüzden yazamıyorum. Önceliğim hep ayar yapmak olunca aman diyorum şimdi vaktim yok sonra girer yapar yazımı yazarım olmuyor 🙁

Geçen hafta karar verdim saçımı kendi rengine boyatıp açık kumral yapıp uçlarını sarı yaptırdım. Platin sarı istedim tutmayınca gri yaptılar eve gidince 3 kere çiteledim platine ulaştım J tabi yine alerji oldum saç derim, kulak arkaları ve ensem kaşınıyor deli gibi bir hafta oldu hala düzelmedi.

Özüm son 2 gündür biraz farklı konuşmaya başladı sanırım yakında ilk cümlelerini duyuyor olacağız.

Hafta içi tuhaf bir şekilde işler çok yoğundu çok yorulduk çok değişik sorunlar geldi onlarla uğraştık.

Herkes tatile çıkmaya başladı Ankara’nın bitmek bilmez yağmuru yüzünden tatil moduna bir türlü geçemedim hiç gidesim de yok artık.

Yine insanlar ve sahtelikleriyle uğraştım. Herkes mi içten pazarlıklı olur? Evet olurmuş. Gerçekten yaşaması, şu hayatta yaşayıp oksijenimize bile ortak olması gereksiz olan insanlar var. Yalancılar, ikiyüzlüler, oyuncular..

Fi dizisi sezon finali yaptı kitap bitti benim de kitabım bitti. Çi’ye geçtim tabi okuyunca dizi merakımda ortadan kalktı. Artık yeni sezon ne olacağını biliyorum keşke okumasaydım dedim kenara bıraktım.

İşle ilgili gelişmeler oldu bizi biraz fazla zorlayacak, yoracak bakalım nasıl baş edeceğiz bekliyoruz.

Bayram geliyor hiç sevmiyorum bayramları zaten kimseye gitmiyorum ziyarete ama yine de sevmiyorum. Bayram demek tatil demek dinlenmek demek zaten 3 güncük onunda biri maalesef pazara geliyor 🙁

Babalar gününde babama sürpriz yaptım. Bütün gün arayıp sormadım, akşamüzeri 17.30 gibi babalar günün kutlu olsun yazıp yolladım. Tabi kızdı cevapta vermedi yarım saat sonra özümle beraber kapısını çaldım çok şaşırdı 🙂

İlk defa bir uzun yolda bu kadar zorlandım. Giderken rahattım hava aydınlıktı ama dönüşte farlar güçsüz ve yağmur hiç durmadığı için inanılmaz zor geldim. Özüm bir ara ağlama krizine girdi beni istiyormuş sarılarak yatıp uyumak istiyormuş.

Bebekken özüm için çok araştırma yapardım ne olacak nasıl davranacak diye büyüdükçe araştırma işini bıraktım sanırım o yüzden hala daha biberonla süt içerek kulağımızla oynayarak uyuyor. Tabi onunla birlikte bende kestiriyorum her akşam. Bu alışkanlığını bıraktırmak gerekiyor, nasıl olduğunu araştırıp bulmalıyım.

Bu hafta hiçbir blog sayfasına bakmadım okumadım hiç ilgilenmedim çünkü üretim gördükçe yine bunalıyorum benim hala anlatacak bir şeyim yok diye..

Cumartesi günü de dolu dolu anne baba çocuk günü yaptık neredeyse bütün gün dükkanda durduk ta ki kovulana kadar 🙂

Yine ne kadar az insan o kadar çok huzuru kanıtlayan gereksizler oldu buradan onlara teşekkürlerimi iletiyorum.

Prison Break yeni sezon ilk 3 bölümü izleme fırsatım oldu. Kendime kızdım neden daha önce izlemedim diye, sonra düşündüm daha iyi oldu birikti toplu halde izleyip geçiyorum.

Birkaç tane yeni şarkı indirdim ama hiç birinde eski şarkıların tadını bulamadım. Her zamanki gibi.. Ne varsa eski şarkılarda var.

Araba da geçen bütün zamanımı Claptone- Puppet Theatre dinleyerek geçirdim, sonra birde Vendredi-Sur mer les filles sardım ikisi de on numara beş yıldız bence.

Keşke hafta sonları 2 gün değil de 3 gün olsa diye hayal ettim, üzüldüm, neyse canım en azından cumartesi çalışmıyorum tatilim diye tekrar sevindim.

Eski anneleri düşündüm hem çalışıp hem temizlik yapıp hem yemek yapıp hem de çocuk büyüten o anneleri.. Vay be dedim ne varsa eski topraklarda var çünkü benim ne halim ne mecalim nede zamanım oluyor 🙁 Birinden birini yapsam biri mutlaka eksik kalıyor.

Saçımı boyatmaktan dolayı ilk gün çok pişman olsam da sonra eski halini çok özlediğimi düşündüm neredeyse 15 senedir görmemiştim böyle kendimi, cidden özlemişim.

Türkçe’yi nasıl kötü kullandığımı fark edip bu saatten sonra bir şey yapılabilir mi  diye düşünüp karamsarlık yaşadım yine, ama dedim ki yapacak bir şey yok bende böyleyim, kendimi rahatlattım.

Magazin haberlerini çok fazla didikledim, gereksiz insanların özellikle metreslerin neden yadırganmadığını aksine örnek alındığını ve sevildiğine isyan ettim, anlam veremedim kızım olduğu için sanırım biraz da korktum.

Özümün her geçen gün değişik hareketlerini tavırlarını ölçtüm biçtim, hemen eski fotoğraflarına baktım o zamanlara geri döndüm. Cidden çok çabuk büyüyorlar. Bana dedikleri aklıma geldi neden bu kadar çabuk büyüyorsun derdi babam, haklıymış..

Evdeki internet sorununu da çözdüm, başka elle tutulur hiç bir şey yapmadım. Umarım bir an önce ayarlarımı tamamlayıp sadece yaz geç kısmına geçebilirim bende.

Tabi biraz takipçi, belki biraz reklam olsa iyi olurdu 🙁

By ozge

4 thoughts on “Kahvem&Sigaram.2”
  1. 1,5 yıl önce bloguma ilk yazmaya başladığımda birilerinin takip edeceğini hiç bilmiyordum ? Yazıyordum çünkü yazmayı çok seviyorum. Yazmak sanki bir terapi gibi, beni sürekli daha iyi hissettirdi. Sizinde blogunuz gayet güzel gidiyor, boşverin takipçi olmasını, sizi okumak isteyenler günü gelince okur nasılsa. İşin özü yazmak çok güzel, blogcu ruhu çok güzel ? O yüzden her gün sizin gibi yeni tanıdığım blog arkadaşlarımı okumaktan çok mutlu oluyorum. Bu arada şimdiden iyi tatiller sevgiler..

    1. Teşekkür ederim çok sağolun 🙂 evet amaç zaten sadece yazmak rahatlamak ama sizler gibi eski blogları takip edince herkesin takipçisi var benim neden yok diye düşünüyor insan 🙂

ozge için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir