2 senedir hastaneler ile tahlil yaptırmak dışında işim olmadığı için bünye özledi sanırım perşembe günü fena ağrılarla kendimi acilde buldum..

Hastaneye girerken teyzeme “ya özlemişim azıcık yatsam da dinlesem mi?” demiştim ama sadece şakaydı. Doktor gerçekten yatıralım dedi toplam 3 kere. Yetmedi sekreteri aradı Özge Hanım yatmanız gerekiyor diye. Ben ne yaptım? Yatmadım kaçtım 🙂 araştırmak için yatıralım diyorlar ama ben güvenmiyorum. Özel sağlık sigortam var diye böyle rahat rahat onu da yapalım bunu da yapalım diyorlar gibi geliyor. Tıp karşısında böyle ukalalık yapmak doğru değil biliyorum ama 2 sene önce yattığımda çok yanlış tahliller sonuçlar alıp kobay gibi kullanıldım.
O yüzden kaçtım. Şimdi başka doktor arayışındayım. Umarım bulurum.

 

2 sene önce..

Doğum yaptıktan sonra tek özlediğiniz şey uyku oluyor. Bünyeniz o kadar zayıf düşmüşken uyuyup dinlenmek yerine hazır bebek uyuyorken yemek yiyelim film izleyelim çay kahve içelim sohbet edelim derdine düştüğünüz için dinlenme şansınız yok. Hadi hiç birini yapmıyorsunuz diyelim uyuduktan sonra uykunun en tatlı yerinde 2 saatte bir uyanan acıkan bebeğimiz olduğu için zaten uykudan bir şey anlamıyorsunuz.

Dikiş acıları işin en dayanılmaz tarafı. Ameliyattan korkmayın. Ameliyattan sonra ki ağrılardan korkun. En kötüsü 2 gün sürüyor. Doğum ağrılarım dayanılmazdı. Zaten eve girdikten sonrası bir rüya gibiydi. Artık o evde 3 kişisiniz. Bir birey dahil oluyor. Nedir ne değildir ne yapar eder bilmiyorsunuz. Ne kadar kitap okursanız okuyun yine de bilemiyorsunuz. Hamileliğimde doğum iznimi kitaplarla ve televizyon izleyerek geçirdim. Bol bol alışveriş yaptım hiçbir eksiğimiz kalmadı 🙂 sonra kitap alışverişleri başladı. Deliler gibi araştırıp en uygun fiyatları bulup aldım her şeyi. Eski yazılarımda bahsetmiştim. Özel bir dosya hazırladım araştırma bilgilerini yazdım. 4 tane hamile tanıdığıma da yolladım herkes faydalandı.
Neyse konuyu dağıttım iyice.

Safra kesesi ameliyatı daha garipti. Doğum için hastaneye yatmakla hastalık sebebiyle yatmak arasında fazlaca psikolojik fark var. Birinde heyecandan ölüyorsunuz diğerinde korkudan. Birinin sonunda beklediğiniz bir şeye kavuşuyorsunuz diğerinde ne olacağını bilemiyorsunuz. Birde hastanede çok yalnız kaldım. Hatta hiç refakatçi yoktu. Ümit işler yüzünden mecbur İstanbul’a gitti. Annem evde bakıcı ablamızla birlikte Özümle ilgilendi. Teyzemin biri mecbur köpeklerle kaldı diğeri de görev için şehir dışındaydı. Evet çok dinlendim çok uyudum kendimle ilk defa baş başa kaldım ama çok yalnızdım..

Ameliyatı araştırmadım bile. Ne yapıyorlar nasıl yapıyorlar hiç bakmadım. Her şeyi araştıran ben bunu kendi haline bıraktım. Ne olacaksa olsun dedim. Çünkü 32 olması gereken karaciğer değerim 1200 olmuştu ve bir şeyler yapılması gerekiyordu. Neyse oldu bitti artık iyiyim derken şuan yine aynı ağrılar yine hastaneye yatma korkusu.. Korkusu diyorum çünkü artık fazla gelmeye başladı. Zaten moral olarak kötü olduğum bir dönemde birde hastane çekemem.

Neyse ben kaçmaya devam edeceğim. Halletmem gereken çok iş var. Hastaneye yatmam demek her şeyin yarıda kalması demek. Kötü hissedene kadar böyle devam edeceğim.

(Özel hastanede yatmak )
Hastanede yatmanın benim için ilgi çekici güzel yanları da var tabi. Bir kere yatak çok rahat. Yediğiniz serumları saymazsak aslında konforlu bir tatil gibi düşünebilirsiniz. Sabah çok erken saatte gelip kan aldıkları için daha çok erken değil mi ya isyan edebilirsiniz. Televizyon kanalları genelde güzel olmuyor ama benim gibi yanınızda flash disk laptop tablet bilumum elektronikle giderseniz canınız sıkılmaz. Onun dışında ciddi bir rahatsızlığınız olmadığı için kafeterya ve çay kahve makineleri sizin eğlenceniz. Ben Ankara Medicana’da yattığım zaman hangi makinenin kahvesi güzel, kaçıncı kattaki makinede şeker bitmiş biliyordum ona göre davranıyordum. Birde akşam olduğunda o muayene telaşı kalmadığı için hastane bomboş oluyor. Asansör beklemiyorsunuz, bahçe sakin, özel hastane çalışanları özellikle gece nöbetçileri hep pozitif şeker bayanlar oluyor. Resmen hastanede yatmaya özendirme yazısı gibi oldu. Kesinlikle değil. Benim karaciğer değerim yüzünden yatış yaptığım hastanede sorun bulunana kadar evet çok çektim. Ve safra kesem alındı. Ben sadece olayın güzel tarafından bakmaya çalışıyorum. Çünkü 18 ay rahat bir uyku uyumadığım için bana tatil gibi gelmişti hastane.

Herkes sağlığına dikkat etsin lütfen. Hastalığın şakası olmaz. Şimdi yine yatacağım hastaneye. Şu an iyi tarafından baktığımda kesinlikle kendime IPAD PRO alırım. Bol bol resim çizer siteme yazı yazarım diye düşünüyorum.
Her şeyin başı sağlık ve her hastalığın başı bozuk psikoloji diyor ve EN SEVDİKLERİNİZİN DAHİ canınızı sıkmasına sizi üzmesine izin vermeyin, hoş çakalın 🙂

 

By ozge

5 thoughts on “Hastane ve Ameliyat”
    1. Size de çok geçmiş olsun. Benim karaciğerime vurmuş safra kesesi taşlarım ondan değerim öyle artmış ama hastane bulana kadar 1 hafta yatmış bulundum tabi 🙂

  1. Acaba en hafif deyişle hastahanede bulunmanızın sıkıntı ve üzüntüsünü, sadece fiziken yakınınızda olan kişiler mi yaşar merak ettim doğrusu.. geçmiş olsun şimdiden.

    1. Uzaktaki yakınlarım daha çok yaşar tabi ki.. uzakta oldukları için daha duygusal daha tabiri caizse eli kolu bağlı gibi oldukları için daha telaşlı endişeli olurlar..

recep aktaş için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir