Uzun zamandır böyle bir fırsatım olmamıştı.

Kahve, sigara , kalemlik, blog için strateji, yapılacaklar, düzeltilecekler, yazılacak yazılar, reklam, tanıtım yazısı için görüşülecek kişiler, istedikleri ücretler gibi notlar tuttuğum olmazsa olmaz defterim.

Birde FI kitabım, dizinin yeni bölümlerini daha fazla bekleyemeyeceğim için merak ediyorum ve okuyup öğrenmem lazım.

Ve tabi ki bu yazıyı yazmamı sağlayan laptopum pembe mouse’um ve ben bugün uykusuzum ama nedense kendimi dinç hissediyorum.

Evet birde müzik var tabi alttan hafifçe çalan..

Bu hafta koşturmaca telaş içinde geçti. Neler öğrendim; insanlara asla güven olmayacağını, herkesin yapmacık olduğunu, gülmelerinin bile zoraki olduğunu, hayat şartlarının insanları çok yıprattığını, yaşlanmanın nasıl bir his olduğunu, parasızlık ile ödemelerde boğuşmanın hiçbir çıkar yolu olmadığını, insanların %85’inin kıskanç olduğunu, kıskanmayan %15’inin ise kendilerine güvenmedikleri için öz güvensiz olduklarını öğrendim.

Ramazan ayında olduğumuz için saçma sapan trafik kazalarının yüksek ihtimal sebebinin oruç tuttukları için uykusuz, sigara içemedikleri için aksi olan insanlardan kaynaklandığını , susadığım halde yolda su içemediğimi, insanların bakışlarından rahatsız olduğumu hatta korktuğumu öğrendim.

Kızımın şimdiye kadar keyfi bir durum hariç hiç toplu taşım aracı kullanmadığını, karda kışta bebek arabası içinde kat kat giyinip otobüs dolmuş beklemediği için çok şanslı olduğunu fark ettim.

Belli bir yaşı geçmiş memur bir ailenin aldığı maaşla onların yarı yaşında ki bir gencin sırf üniversitede elle tutulur bir bölüm okuduğu için 4 5 kat fazla maaş aldığı gerçeğiyle yüzleştim.

Bazı insanların çok şanslı doğduğunu, hazır parayla çok güzel ilerlediklerini bazı insanların ise eşekler gibi çalışıp hiçbir şey elde edemediklerini gördüm.

Sonra durup düşündüm ne için yaşıyoruz ne için çalışıyoruz?

Sonra iyice içimi karartıp eşimin önerisini düşündüm. Ne var ne yok satıp gidip dağ başında bir yerde yaşayıp kendi meyve sebzemizi üretip kendi kendimize yetip doğal yaşayalım ne için uğraşıyoruz demesini düşündüm. Mantıklı geldi..

Kreşlerin bir para tuzağı olduğunu, keşke herkesin kendi çocuğunu en azından ilk okul zamanına kadar kendisi büyütebilse öyle bir imkanı olsa diye düşünüp kendim için tekrar üzüldüm. Çünkü onlara küçükken lazımız. Okula başladıklarında bize ihtiyaçları da kalmıyor.

Evde oturma korkusu başladı sonra. Yok dedim ben çalışmazsam kafayı yerim. Sonra maaşımın azlığına üzüldüm. Çocuğumdan ayrıyım, iyi hoş ama kuş kadar maaş alıyorum değer mi dedim. Kendimle çeliştim durdum. Sonra karar verdim 3 5 ne olursa olsun “ev hanımı” olmayacağım. Yanlış anlaşılmasın sakın tarzım değil o sebeple..

Bir sürü blog sayfası kurcaladım. İnsanlar ne yazıyor neden bahsediyor,araştırdım. Hemen hemen hepsi bir şeyler anlatıp öğretiyor ben öyle boş boş geyik yapıyorum diye tekrar kötümser oldum. Sonra hiç yazı yazmak istemedim. Tekrar resim çizmeye geçeyim dedim. Bırakamadım.

Tema değiştirdim. Tekrar gezdim diğer sayfaları çok güzel reklamları var, güzel içerikleri var bende birşeyler anlatıp öğreteyim dedim. Düşündüm bol bol. Hiç bir şey bulamadım? Bu seferde vay ben hiçbir konu hakkında fikir sahibi değilmiyim boş boş yaşıyormuyum diye hayıflandım.

Hafta içi bir gün yarım gün izin aldım Gold’u kemoterapiye götürdüm. Küçükken istediğim tek şey veteriner olmaktı. Öğrencileri görünce yine çok üzüldüm keşke olsaydım dedim. Gold’un durumunun iyiye gitmesine sevindim, üzüntüm geçti.

Saç rengimi değiştirmeye karar verdim ama ne renk olacağına karar veremediğim için oda yarım kalan istek olarak kaldı.

Alışveriş yapayım dedim istediğim ayakkabıyı bulamadım, 6 aydır aralıksız arıyorum yok artık bu tarz ayakkabı demek yerine hala umutla bekliyorum karşıma çıkmasını. Elbiseleri beğenmedim hiç bir şey alamadım.

D&R’a girip ilk defa elim boş çıktım kendime kızdım ne güzel defterler vardı neden geri bıraktın almadın Özge diye, sonra aferin Özge akıllanacaksın dedim sevindim birden.

Aslında çokta bir şey yapmadığım bir hafta oldu. Sadece öğrendiklerim kar kaldı.

 

Bu arada ;

Her zaman olan şey yine oldu. Kahvem soğudu sigaram kendi kendine yandı gitti. Yine yapamadım keyif, yine yapamadım!

By ozge

One thought on “Kahvem&Sigaram.1”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir