Yine zorunlu bir ara verdim. İşler güçler diyelim. Daha önceki yazımda bahsettiğim çok kızdığım ve küstüğüm arkadaşımla barıştık ve sağlık problemleri vardı onlarla uğraştım. Sanırım birkaç hastane gezip her gün bir olayla güne başlayıp sonunda tek bir adres bulunup tedavi aşamasına geçildi. Umarım iyi gelir. Birde kendi öz problemlerim vardı onlarda bir türlü bitmeyince vakit bulamadım.
Ve bir Ipad Pro + Apple Pencil ‘a sahibim.
Heyecandan ölüyordum. O kadar güzel ki.. Doğum günümde annem ve teyzemler birlikte aldılar, daha 2 gün açamadım kutusunu. Vakitsizlik ve kararsızlık peşimi bırakmadı tabi. Geri versem mi? Dursa mı? Aldığıma değer mi? Yoksa bir kenarda durup bekler mi? Artık dayanamadığım an Özüm Bebekte öğle uykusuna yatmasıyla açmam bir oldu. Tek kelime ile MÜTHİŞ!
Biraz deneme yaptım. Procreate programını çözmeye çalıştım. Kağıda çizip ipad’e geçirdim falan derken biraz yol kat ettim. Tek sıkıntı cidden zamanım yok. Özüm kendi başına uyuyabilse vaktim kalacak ama benimle birlikte uyuduğu için bende uyuyup kalıyorum. Sonra kalktığımda saat 12 oluyor. Ümit’le sohbet muhabbet çay kahve derken gece 2 de anca yatıp uyuyabiliyorum. Neyse bu hafta biraz daha ağırlık vermeye çalışacağım.
Doğum günüm sıradan Özüm Bebek için ayarlanmış avm oyun salonları, yemek yemek ve pasta kesmekle sona erdi. Zaten artık böyle şeylerden keyif almıyorum. Önceden hediyeler geliyordu artık oda pek gelmiyor. Tabi en büyük hediye IPAD PRO oldu ama oda sürpriz değildi. 5 kere Vatan Bilgisayara gidip konuşup almadan geri çıkmıştım. Eninde sonunda olacağı oydu yani o ipad benim olacaktı 🙂
Ali Express siparişlerim teker teker gelmeye başladı. Mektup arkadaşıma ve ortaokul arkadaşıma mektubunu yolladım. Sanırım ulaşmıştır ellerine 🙂
Medicana hastanesi ile kavga ettim. Bir doktor 2 saat bekletip “aa mesaim bitti” dedikten sonra yüzümüze bakmadan çıktı gitti. Başka doktor ne telefonlara çıkıyor ne sekreterleri telefonları bağlıyor alt tarafı bir sonuç yorumlayacak ulaşamıyoruz. İkisini de müdüre şikayet ettim şimdi birde mail atacağım. Medicana’nın bahçesindeki güzelim çiçekleri konuşturmuşlar çok hoşuma gitti paylaşmak istedim 🙂
Ankara’da felaket bir sabah trafiği yaşıyoruz. Ömrümüz yollarda geçiyor ve gerçekten katil olabilirim çok yakın zamanda. İnsanlar bu kadar bencil bu kadar öküz olamaz diyorum ama maalesef öyleler.
Bu arada Ümit’inde telefon camı kırıldı. Telefonlarla başımız dertte bu ara. Evde de sorunlar bitmiyor. Resmen evin eskidiğini hissediyorum. Özüm artık kısa kısa konuşmaya başladı. Kendi ismini bile söylüyor sadece son heceleri birazcık yutuyor. Köpeklerle arası çok iyi her akşam gogoo(Gold) ve hav hav (Wesley)i gezdiriyor. Ge(l) gi(t) diyerek 🙂 golda mama veriyor gezdirdikten sonra. Zorla Gold mama ye diye baskı yapıyor birde 🙂
İşler yoğun değil ama iş arkadaşımızın hastalığı sebebiyle çok yoğun günler geçirdik. Bir bu hafta durgunuz. Bakalım her an bir olay olabilir diye bekliyorum.
Öz sıkıntılarım geçti mi? Bilemiyorum. Her gün yeni bir şey çıktığı için moral olarak düzelmem mümkün değil, ama üzerimize gelen olayları değerlendirip bir yol bulmaya çalışıyoruz. Sanırım yaşımızdan çok büyük kişilerden daha güçlüyüz, güçlendik bu konuda.
Fazla uzatmak istemiyorum, görüşmek üzere 🙂